Dağıtım Ağı Tasarımı Yaparken Center-of-Gravity Analizi Uygun Bir Yöntem Mi?
Dağıtım ağı tasarımı, 1990’ların başında dijital ortamda ilk olarak yapılmaya başlandığı zamanlarda nispeten düşük işlemci gücü ve tedarik zinciri odaklı modelleme yazılımlarının bulunmaması nedeniyle, o zamanın elektronik tabloları olan Lotus 1-2-3 üzerinde yapılıyordu. Aradan geçen zamanda elektronik tablolar gelişerek Excel gibi üst seviye bir hale çıkmış olmakla beraber ağ tasarımını daha sofistike analitik yöntemler ile ele almak isteyenler dağıtım merkezlerinin nereye yerleştireceklerine karar verirken Center-of-Gravity (Ağırlık Merkezi) Analizine başvurdular.
Tahterevallide ağırlıkları dengeleyecek mesnet noktasını bulmak bir ağırlık merkezi hesabıdır.
Matematik formüllere dayalı geliştirilen Center-of-Gravity (Ağırlık Merkezi) analizi, lisedeki fizik derslerinde öğrendiğimiz basit bir yöntemi içeriyor. Eğer işaret parmağınız üzerinde bir sopayı dengelemek isterseniz sopanın ağırlığını parmağınızın iki ucuna eşit dağıldığı noktayı bulmaya çalışırsınız. Bu noktaya “ağırlık merkezi” denir ve basit cebir işlemleriyle hesaplanabilir.
Peki bu fizik kuralı dağıtım ağı tasarımı için ne anlama geliyor? Cevap dağıtım ağı tasarımınıza göre değişmekle beraber talebin ağırlık merkezini bulmak üzere aynı matematik denklemlerini kullanabiliriz, örneğin talebin kaynağı olan noktanın uzaklıkları (kilometre) ve talebin büyüklüğü (koli,palet,desi miktarı gibi). Tahterevalliyi dengelemekten farklı birşey değil. Bu yaklaşım, bildiğimiz bir fizik kuralına ve formüllere dayalı olduğu için çok yetkin bir yöntem gibi görülebilir. Hangi durumda yetkin, hangi durumda yetersiz olduğunu beraber inceleyelim.
- Center-of-Gravity (Ağırlık Merkezi) analizinin yararlı olduğu Dağıtım Ağı Tasarımı durumları:
Doğrudan Mağaza Teslimat Ağlarında çok uğraklı rotalarla aynı bölgede çok sayıda müşteriye dağıtım yapılır. Son kilometre dağıtım maliyeti, bu yapıdaki tedarik zincirinin en büyük bileşeni olduğundan teslimat noktalarına olan mesafeleri minimize edecek bir depo konumunu bulmak için küçük bir yanılma payını sineye çekerek ağırlık merkezini kullanabilirsiniz.
Geniş bir coğrafyaya yayılmış (örneğin ulusal dağıtım ağı) bir şebekeyi optimize ederken sistem ilave depo açmaya gerek duyarsa yeni açılacak tesisler için olası aday konumlar önceden belirlenir. Bu aday konumları belirlemek için ağırlık merkezi çalışması yapılabilir. Sonrasında devam edecek bir optimizasyon çalışması, bu aday konumlar arasından tercihte bulunarak açması gereken dağıtım merkezlerini bulacaktır.
Tek bir depo ile çalışan dağıtım operasyonlarının sofistike bir optimizasyon yazılımına yatırım yapması ya da bu tarz çalışmalar yapacak bir analist ekip kurmasına gerek yoktur. Başka bir deyişle sofistike bir yazılım size dağıtım merkezinizin Gebze’de olması gerektiğini hesaplarken hızlı bir Ağırlık Merkezi Analizi size Sancaktepe’de bir sonuç veriyorsa aradaki fark o kadar da önemli olmayacaktır.
- Dağıtım Ağı Tasarımı Yaparken Tek Başına Ağırlık Merkezi Analizi ile Yetinmenin Zararları:
Center-of-Gravity (Ağırlık Merkezi) analizinde sadece talebin büyüklüğü ve talebi yapan noktaya olan mesafeler hesaba katılır. Bu da tedarikçiden depoya ve tesisler arasında çapraz taşımaların görmezden gelineceği anlamına gelir. Deneyimlerimize göre bu “şebeke içi akış”ların maliyeti dağıtım merkezlerinin konumunu seçerken dağıtım maliyetlerinden daha fazla olabiliyor. Ağırlık Merkezi Analizi ile son ayaktaki sevkiyatların (son kilometre lojistiği) maliyetini minimize etmiş olabilirsiniz, ama ilk ayak ve ara taşımaların yoğun olduğu bir şebekeniz varsa bulduğunuz çözüm toplam tedarik zinciri maliyetini azaltmamış, aksine arttırmış olabilir.
Center-of-Gravity (Ağırlık Merkezi) hesaplamalarında mesafeler kuş uçuşu hesaplanır. Yani otobanların dağlar veya başka coğrafi engeller etrafından dolaşmalarından kaynaklanan gerçek karayolu mesafesi hesaba katılmaz.
Nakliye maliyetleri, bölgesel farklılar ve karşı yük olmaması gibi nedenlerle her istikamet için aynı değildir. Örneğin İstanbul-İzmir arası kilometre başına navlun ücretleri ile İzmir-Konya arası kilometre başına maliyet farklılık gösterebiliyor. Sonuçları etkileyen bir diğer maliyet unsuru da Ağırlık Merkezi Analizlerinde nakliyecinin minimum fiyat limitinin dikkate alınamamasıdır.
Gerçek dünyada çokça karşılaştığımız lojistik kısıtlar, Ağırlık Merkezi Analizlerinde hesaba katılamıyor. Oysaki bu kısıtlar, optimum dağıtım ağı tasarımını bulmanızın kritik bir parçasıdır. Örneğin, depolama ve üretim kapasitesi kısıtları, depolama koşulları (ambient ve dondurulmuş ürünler), teslimat süresi limitleri gibi birçok kısıtın bir optimizasyon çalışmasında eşzamanlı olarak dikkate alınması gerekir.
Nakliye modları Ağırlık Merkezi Analizinde ihmal edilen şeylerden biridir. Bu nedenle, teslimatlarını kargo, LTL (parsiyel yük) ve FTL (kamyon yükü) gibi karma sevkiyatlar ile yapan müşteriler için, farklı maliyetlendirme kurallarına ihtiyaç vardır. Karma modlu bir dağıtım ağı tasarımı için kilogram veya kilometre başına nakliye maliyetlerini farklılaştırmalı ve optimizasyon tarafından dikkate alınması gerekir.
Geliştirilmiş en güçlü optimizasyon yazılımları ve doğru yöntemleri kullanarak müşterilerimizin ağ tasarımlarını yapıyoruz.
Özetlemek gerekirse Center-of-Gravity (Ağırlık Merkezi) Analizi, dağıtım ağı tasarımı yaparken size çok dar bir bakış açısı sunacaktır. Ağırlık merkezi analizinin kolay olduğu için çok tercih ediliyor olması nedeniyle birçok tedarik zinciri yöneticisi hala bu yöntemin şebeke optimizasyonu için eldeki tek seçenek olduğunu düşünüyor. Hatta tecrübelerimize güvenerek şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki sadece ağırlık merkezi analizine göre kararların alındığı bir dağıtım ağı tasarımı çok büyük ihtimalle yanlış bir tasarım olacaktır. Bu yanlış tasarım nedeniyle toplam tedarik zinciri maliyetlerinizi aşağıya çekme fırsatını temelli kaçırmış olacaksınız.
Ağırlık Merkezi Analizi ile Şebeke Optimizasyonu aynı şey değildir. Tam teşekküllü bir şebeke optimizasyonu çalışmasında elde edilecek kazançlara kıyasla Center-of-Gravity analizi çok daha zayıf sonuçlar üretir.
Bir Yorum