Ama bu daha ucuz ?

Tarafından Yayınlandı
Tolga Yanaşık

Ucuz ve pahalı birbirinin zıddı iki sıfat. Bir ürünün fiyatını tanımlarken kullanıyoruz. Satınalma uzmanları fiyatı pahalı ürünleri ikame edecek fiyatı ucuz eşdeğerlerini bulmak ister.

Tam da bu noktada ilginç bir çelişki ortaya çıkıyor. Bu öyle bir çelişki ki işini iyi yapan satınalma müdürü ile işini iyi yapan tedarik zinciri müdürünü birbirine düşürebilir. Çelişkiyi daha iyi anlamak için fiyat ve maliyeti birbirinden ayırmak gerekiyor. Fiyatı düşük ürün aynı zamanda düşük maliyetli midir?

Diyelim ki bir ürünü 10 TL’ye satın alıyorsunuz. Ürünün tedarikçisi size ürünü istediğiniz zaman, istediğiniz adette sıfır kalite problemi ile sağlayabilir. Bu ürünün fiyatı da maliyeti de 10 TL’dir.

Ama aynı ürünü 9 TL’ye veren bir tedarikçi buldunuz ve anlaştınız. Ancak tedarikçi eskiye nazaran daha yüksek bir minimum sipariş büyüklüğü şart koşuyor. Buna rağmen sipariş tesliminde gecikiyor. Üstelik bu ürünlerdeki kalite problemleri sebebiyle üretiminizde durmalar yaşıyor. Kendi müşterilerinize geç kalmamak için uçak sevkiyatı yapmak zorunda kalıyorsunuz.

Bu ürünün fiyatı 9 TL’dir, ama maliyeti de 9 TL midir?

Ucuz ürün aynı zamanda maliyeti düşük ürün demek midir?

Ürüne fiyat gözlüğü ve maliyet gözlüğü ile bakmak arasındaki fark toplantı odalarındaki hararetli tartışmaların sebebini açıklıyor olabilir.

A: “Tedariği uzak doğuya kaydırdığımız için tedarik süremiz en az iki ay uzadı. İlave süreyi telafi etmek için daha fazla stok tutuyoruz ama koyacak yerimiz kalmadı.”

B: “Ne yapalım? Çin’den daha ucuzu yok.”

Bu tartışma size tanıdık geldi mi? Veya;

A: “Eskiden tedarikçilerimiz aynı şehirdeydi. Lojistikçimiz siparişlerimizi tek kamyonda toplayıp geliyordu. Farklı şehirlere dağıldığımız için lojistik maliyetlerimiz yükseldi.”

B: “Ama yeni tedarikçiler daha ucuz fiyat veriyor.”

Ya da;

A: “Yeni parça çok problemi. Üretimde sürekli duruşlar yaşıyoruz, sevkiyatları geciktirmemek için fazla mesai yapıyoruz.”

B: “Ama bu parça daha ucuz.”

Gerçekten de bir ürünün fiyatı ile maliyetinin farklı olabileceğini görmek gerekiyor.

Fiyat ile maliyetin farkını görmek neden zor?

Tedarik zinciri yönetiminde görünen ve görünmeyen etkenleri toplayarak hesaplanan bir toplam ürün maliyeti var; toplam indi maliyeti (total landed cost). Bu maliyet bir ürünün üretilmesi ve gelir ürettiği noktaya götürülmesine kadar oluşan tüm maliyetlerin toplamıdır. Ürünün birim fiyatına ilaveten nakliye, gümrük ve vergiler, depolama ve elleçleme, envanter taşıma, risk yönetimi maliyetleri gibi birçok etkenin şirket içinde konuşulmasını gerektirir.

Toplam indi maliyetini bilmek şirketlerin doğru karar verme yeteneğini arttırır. Satınalma maliyeti açısından avantajlı görünen bir ürün belki de gizli kalan diğer maliyetler sebebiyle şirkete para kaybettiriyor olabilir.

Ancak bunu farkedebilmek için şirket içinde departmanların açık bir şekilde iletişim kurması ve ortak akıl ile hareket etmesi gerekir. Geleneksel şirket kültürü maalesef bunu sağlamaz, tam tersine zorlaştırır.

Silo düşüncesi aleyhinize işler.

Şirketi oluşturan satınalma, üretim, satış ve tedarik zinciri fonksiyonlarının her biri işini en iyi şekilde yapmak istiyor. Ama departmanların biribirinden kopuk ve etkileşime girmeden kendi bakış açısıyla en iyiyi yapmaya kalkmak şirketlere fayda değil, çoğunlukla zarar üretiyor. İş yönetiminde organizasyonun bu davranışına “silo düşüncesi” deniyor. Silo; dış etkenlere kapalı tahıl ambarına verilen isim. Bir departmanın diğer departmanların etkileşimine kapalı olarak kendi dört duvarı içinde çalışması ve sadece kendi hedeflerine uygun hareket etmesine silo düşüncesi denmesi bu yüzden. Basit bir örnek üzerinden tarif etmek gerekirse silo düşüncesini bir otomobilin her biri kendi istikametine gitmek isteyen dört tekerleğine benzetebiliriz. Tekerlekler asfaltı ne kadar ağlatırsa ağlatsın, bağlı oldukları arabayı eskisinden daha iyi bir yere götüremeyecekleri aşikar. Fonksiyonları kendi dört duvarlarından çıkarıp sistemsel bakış açısıyla davranmaya yöneltmek silo düşüncesinin üstesinden gelmek için en kalıcı ve sürdürülebilir yöntem.

Tedarik zinciri yönetiminin amacı silo düşüncesinin önüne geçmektir.

Hayali bir şirket üzerinden iş simülasyonu yapmanıza izin verecek bir grup eğitimi bu bakımdan çok yararlı olacaktır. Böyle bir iş simülasyonu oyunu oynamak için bir araya geldiğimiz şirketlerden satınalma, satış, üretim ve tedarik zinciri bölümlerinden en az birer temsilciyle katılmalarını istiyoruz. Sonra bu grubu hayali şirketin dümenine geçiriyoruz.

Eğitime aldığımız grubun amacı zararda olan bu hayali şirketi verecekleri kararlar ile karlı hale getirmek.

Satış temsilcisinin elinde daha rekabetçi olmak üzere müşterilerine verebileceği çeşitli sözler ve promosyon imkanları var. Satınalma temsilcisi farklı tedarikçiler arasından tercih yapabilir, hammadde deposunu yönetebilir ve tedarikçi performansını geliştirecek çeşitli projelere onay verebilir. Üretim temsilcisi üretim vardiyaları ile oynayabilir, çeşitli yatırım kararlar verebilir ve yalın üretim girişimlerini devreye alabilir. Tedarik zinciri planlamasından sorumlu temsilci ise planlama parametrelerini değiştirebilir, emniyet stok seviyelerini belirleyebilir ve bitmiş mamül deposunu büyütmek, küçültmek veya out-source etmek gibi kararlar verebilir.

Temsilciler kendi başlarına veya grup olarak çalışarak bu hayali şirketin hayatında 6 aya denk gelen bir tur boyunca geçerli olacak kararlarını verirler. Her bir turun sonunda sonuçların analizi oyuncuları verdikleri kararların kendi bölümleri dışında etkilerini ilk kez gerçek anlamda fark etmelerini sağlıyor. Bakış açılarındaki farklar ve uyumsuzluklar ilk kez bu kadar berrak şekilde ortaya dökülüyor. Bu farkındalık sayesinde oyuncular artık gerçek çalışma ortamlarındaki problemlere yeni ve daha geniş bir perspektiften bakabilmeye başlıyor.

Bu farkındalığa ulaşan grup artık kendi şirketlerinin tedarik zinciri başarı öyküsünü yazmak üzere ilk adımları atmaya hazırdır.

Şirket çalışanlarınızı tedarik zinciri kavramları üzerine eğitmek için iş simülasyonlarını ilginç buluyorsanız, ekip yeteneklerinizi başka şirketlerin ekipleri ile yarıştırmak ve kıyaslamak size heyecan verecek ise bizimle iletişime geçin. Dijitalis Tedarik Zinciri Akademisi şirket içi eğitim programlarımız ile operasyonel verimliliğinize damgasını vuraca geleceğin tedarik zinciri analistlerinizi yetiştirelim.

İlk olarak LinkedIn’de yayınlandı.

Tolga Yanaşık

Paylaş
Tarafından Yayınlandı
Tolga Yanaşık

Güncel Yazılar

Deponuzda Otomasyon Düşünüyorsanız Size Yoldaş Olacak Bir Danışmana Güvenmeniz İçin 10 Neden

Depo otomasyonu son birkaç yılda dünya çapında hızla yaygınlaştı. Yine de küresel olarak, depoların ve…

2 yıl Önce

Detay Çizelgelemede Uyarı Mekanizmaları ve Senaryo Yönetimine Kısa bir Bakış

Kavram olarak baktığımızda operasyonel planlama yapabilmek için asgari koşulda tutarlı ve sürdürülebilir verilere ihtiyaç duyulur…

2 yıl Önce

Planlama Gözünden ERP ile APS Farkları

ERP Neden var? ERP sistemleri en basit anlamıyla farklı iş süreçlerine ait iş faaliyetlerini yönetmek…

2 yıl Önce

Simülasyon, Üretim Operasyonunuzun Geleceğine Açılan bir Penceredir

Modelleme ve simülasyon kavramları, ABD Ulusal Mühendislik Akademisi ve Ulusal Araştırma Konseyi tarafından “üretim performansı…

3 yıl Önce

Verimli Depolar için 25 Öneri

Depo verimliliği, bir lojistik tesiste veya fabrikada elleçleme maliyetlerini azaltır, üretkenliği artırır ve müşteri hizmetlerinde…

3 yıl Önce

Stratejik Şebeke Tasarımı – Kısa Vadeli Kararlar mı, Uzun Vadeli Stratejik Planlama mı?

Dijitalis olarak gerçekleştirdiğimiz tedarik zinciri şebeke optimizasyonu projelerinin çoğu müşterilerimizin o dönemdeki ihtiyaçlarına göre şekillenmiştir.…

4 yıl Önce

Kullanıcı deneyimini iyileştirmek için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanıyoruz. Detaylı bilgiye Gizlilik ve Çerez Politikası sayfamızdan erişebilirsiniz.